Türkiye’nin Nüfus Politikaları
Merhaba arkadaşlar 11. sınıf coğrafya dersi konusu olan Türkiye’de Nüfusun Geleceği Ünitesinin Türkiye’nin Nüfus Politikaları konusu hakkındaki yazımı sizlerle paylaşıyorum. Bu konuda ülkemizin uyguladığı nüfus politikalarını ve bunların sebeplerini, nüfusun artışını, azalışını ve bunların sebeplerini işleyeceğiz. iyi çalışmalar.
TÜRKİYE’NİN NÜFUS POLİTİKALARI
Nüfus miktarı ve özellikleri ile ülkelerin kalkınmaları arasında ilişki bulunmaktadır. Bir ülkenin kalkınabilmesi veya bir devletin varlığını devam ettirebilmesi için mutlaka nüfus gereklidir. Ancak günümüzde bazı ülkeler, aşırı nüfus artışının sorun oluşturması ve buna karşı önlem alınması gerektiğinden hareketle çeşitli nüfus politikaları uygulamaktadır. Kimi ülkeler nüfusunu artırmaya çalışırken kimi ülkeler de nüfusunu azaltmak İstemekte ve çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Evlilik yaşının Çin Halk Cumhuriyetinde 25 olması nüfusu azaltma politikasına en güzel örnektir. Ülkemizde de farklı dönemlerde farklı nüfus politikaları uygulanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından planlı dönemin başladığı 1963 yılına kadar nüfus artış hızını yükseltici, bu dönemden günümüze kadar ise hızlı nüfus artışının ekonomik kalkınmada bir engel olduğu düşüncesi yaygınlık kazanmaya başlamış, nüfus artış hızını düşürücü politikalar uygulanmıştır.
Türkiye’de Nüfus Artışı
Türkiye’de nüfus sayımı İlk 1927 de yapılmış ve bu tarihten itibaren nüfusu hızla artmıştır. Olum oranının doğum oranından çok düşük olması nüfusun artmasındaki temel etken olmuştur.
Türkiye’nin Nüfusuna Ait Özellikler
Nüfusun en az artış gösterdiği dönem 1940 – 1945 dönemidir. Bu dönemde;
2. Dünya Savaşının etkisi görülmektedir. Eli silah tutan erişkin erkeklerin askerlik hizmetine alınması nüfusun azalmasında büyük etkendir. O dönemlerde askerlik 3 yıl sürüyordu. Ayrıca sağlık hizmetlerinin gelişmemesi, tifo, kolera gibi hastalıkların ölümlere yol açması da nüfusu azaltıcı etmen olmuştur.
Nüfusun en faza artış gösterdiği dönem 1950 – 1960 dönemidir. Bu dönemde;
Savaş tehlikesi ortadan kalkmış, askerlik kısalmış, kürtaj yasaklanmış, sağlık hizmetleri nispeten gelişmiş, devlet nüfusu artırıcı politika gütmüştür.
1960 ve sonrası dönemde nüfus artış hızı yavaşlamıştır. Avrupa’ya olan göçler, kültürel gelişmeler, kürtaj yasağına uyulmaması gibi nedenlerden dolayı nüfus artış hızı yavaşlamıştır.
1985 yılında görülen nüfus artış oranının artmasında sağlık hizmetlerinin gelişmesi, Avrupa’dan olan işçi dönüşleri, etkili olmuştur.
1985-1990 arasında nüfus artış hızı azalmaya devam etmiştir. Doğum kontrolü, kürtaj yasağının kalkması, köyden kente olan işçi göçleri, kültürel gelişme etkili olmuştur.
2000 ve sonrası dönemde eğitimin, sağlık hizmetlerinin gelişmesi, kadının iş hayatına girmesi gibi nedenlerden dolayı nüfus artış hızı azalmış 2008 yılında %0 12 ye kadar düşmüştür.
Türkiye’nin 2015 Yılı Nüfus Piramidi
ULKEMİZDE UYGULANAN NUFUS POLİTİKALARI
1960 yılına kadar ülkemiz nüfusu artırıcı politika izlemiştir.
1923 – 1960 Yılları Arasındaki Nüfusu Artırıcı Politikaların Dayanak Noktaları
• Fazla nüfusun bir ülke için siyasi ve askeri güç olması
• Tarımda makineleşmenin yetersiz olması
• Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı nedeniyle erkek insan gücüne çok fazla ihtiyaç olması
• Türkiye’nin hızla kalkınmak zorunda olması
• Hızlı çoğalma ile ülkedeki sosyal İş bolumu ve İhtisaslaşmanın sağlanması
• Türkiye’de olum oranının yüksek olması nedeniyle nüfustaki azalmanın doğumlardaki artışla önlenmeye çalışılmasıdır.
1960 yılına kadar izlenen politikalar çeşitli sosyal, ekonomik ve hukuki önlemlerle desteklenmiştir. Bunlara örnek olarak;
• Nüfus artırma politikası ile doğum evinin kurulması
• Fakir vatandaşlara ücretsiz ilaç dağıtması (1930)
• Altı ya da daha fazla çocuklu annelerin para ya da madalya ile ödüllendirmesi (1930)
• Çok çocuklu ailelere vergi muafiyetinin getirilmesi (1931)
• Nüfus artışını İstenilen seviyeye çıkartmak, anne ve bebek olum oranlarını düşürmek için alınması gerekli önlemleri araştırmak üzere nüfus komisyonunun kurulması (1932)
• Göçleri teşvik etmek amacıyla göçmenlere gümrük muafiyeti getirilmesi (1934)
• Yurt dışından gelen göçmenlerin ekonomik ilgi alanlarına göre, çok düşük faizli ve uzun dönemli krediler verilmesi Çok çocuklu ailelere hazineye ait topraklardan tarla bağışlanması (1936)
• Evlenme yaşının erkekler için 17, kadınlar için 15’e indirilmesi (1938) Günümüzde Çin bu yaş sınırını 25’e yükseltmiştir.
• Düşük ve gebeliği önleyici ilaç ve araçların satılması, kullanılması ve bu konuda eğitim ve propaganda yapılmasının yasaklanması, kürtajın yasaklanmasıdır.
Türkiye’de nüfusun az olması sorununu ulusal bir politika olarak ele alan Atatürk’te halk sağlığının korunması ve güçlendirilmesi, ölümlerin azaltılması, nüfusun artırılması önemle vurgulanmıştır. 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı ve Sağlık Bakanlığı tarafından 1960 öncesi nüfus artışını teşvik eden nüfus politikasının değiştirilmesi üzerinde tartışmalar başlatılmıştır. Hızlı nüfus artışının İktisadi gelişmeye engel olduğu ileri sürülmüştür.
Uygulanan Politikalar
1960’larda Türkiye’de nüfus politikası alanında önemli sayılabilecek bazı gelişmeler olmuştur.
1963-1967 yıllarında uygulamaya konulan I. Beş Yıllık Kalkınma Planında yeni bir nüfus politikası oluşmaya başlamıştır. Bu yeni politika hızlı nüfus artışının ekonomik gelişmeyi engellediği görüsünden hareketle, nüfus planlamasına dayalı bir nüfus politikası izlenmiştir. Nüfus planlaması alanındaki hizmetleri yürütmek için 1965 yılında Sağlık Bakanlığına bağlı Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Nüfus Planlaması Kanunu İle kişilere İstediği zaman, istediği sayıda çocuk sahibi olma özgürlüğü tanınmıştır.
1968’de uygulamasına geçilen II. Beş Yıllık Kalkınma Planında nüfus planlamasının yerine politika “aile planlaması” olarak değişmiş, aile planlaması ile anne çocuk sağlığı hizmetlerinin birlikte yürütülmesi planlanmıştır.
III. Beş Yıllık Kalkınma Planında aile planlamasının sağlık hizmetlerinde ayrılamayacağını dolayısıyla ana ve çocuk sağlığı ile aile planlaması hizmetlerinin birleştirilmesi gereği ortaya konmuş ve ilgili kuruluşlar arası işbirliğine önem verilmesi kararlaştırılmıştır.
IV. Kalkınma Planında sosyal, ekonomik ve Demografik faktörlerin karşılıklı etkilerini ve nüfus politikasının, sosyal ve ekonomik politikaların bir türevi olduğu vurgulanmıştır. Yüksek bebek olum hızının ve yetersiz ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin birer nüfus sorunu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca aile planlamasının, ana-çocuk sağlığı hizmetleriyle birlikte ele alınması gereği üzerinde durulmuştur.
1985-1989 yılları arasında uygulanan V. Yılık Kalkınma Planında nüfusun sağlık, eğitim, beslenme ve barınma imkânları, bebek olum hızının azaltılması konuları üzerinde durulmuştur. Temel İlkenin nüfus kalitesinin yükseltilmesi olduğu belirtilmiştir.
1990-1994 döneminde nüfus politikasının kapsamı, hızlı nüfus artışının çevre üzerindeki etkilerinin önlenmesi, kadının statüsünün yükseltilmesi konularını da kapsayacak bicimde genişlemiştir. 1994 yılı kalkınma programında, kadının kalkınmaya katılımı için politikaların geliştirilmesi, cinsiyete dayalı veri tabanı oluşturulması ve kadınların eğitiminin desteklenmesi vurgulanmıştır.
1996-2000 döneminde sanayileşme ve şehirleşmenin aile yapısında meydana getirdiği değişimden hareketle bu değişimin etkilerine karşı ailenin çağdaş kurum ve hizmetlerle desteklenmesi kararlaştırılmıştır.
2001-2005 döneminde nüfus artış hızındaki düşmenin devam edeceği tahmin edilmiş, aile planlaması hizmetlerinin sağlık hizmetleri ile bütünleştirilerek sunulacağı ilkesi benimsenmiştir.
2007-2013 döneminde Türkiye’nin değişen nüfus yapısı, özellikle eğitim, İstihdam ve sosyal güvenlik alanlarındaki politikaların ele alınması kararlaştırılmıştır.
Ekonomik Yönleriyle Nüfus Politikaları
Hızlı nüfus artışını hedef alan Türkiye’nin İlk nüfus politikası bu amacını şu iki ekonomik nedene dayandırıyordu. Birincisi, Türkiye’nin boş duran tabii kaynaklarını işletmek, uygulanan tekniği modernleştirmek, ikincisi ise, hızlı çoğalma ile ülkedeki sosyal işbölümü ve ihtisaslaşmayı sağlamak.
I. Beş Yıllık Kalkınma Planında hızlı nüfus artışının, milli gelir artışının önünde olması nedeniyle meydana gelebilecek ekonomik sorunları önleme amacını taşıyan bir nüfus politikası izlenmiştir. Nüfus artışı, milli gelirdeki artış hızı önünde olduğu surece;
• Ekonominin gelişmişliğinin bir ölçüsü olan kişi başında gelir artışı yavaşlayacaktır.
• Hızlı nüfus artışı yatırımların niteliğini etkileyecek, ekonomik yatırımlar yerine demografik yatırımların yapılmasını zorunlu kılacaktır.
• Ülkenin küçük yaşlardaki nüfusu arttığından,
• Tüketim ihtiyacı da artacaktır.
• İşgücü arzı konusunda problemler çıkacaktır.
Bu nedenlerden dolayı, hızlı gelişmeye sekteye uğratacak, hızlı nüfus artışını daha da düşürecek söz konusu ekonomik konulara çözüm bulmak İstenmiştir. Öte yandan, III. Beş Yıllık Kalkınma Planında da aynı politikanın İzlendiğini görüyoruz.
II. Beş Yıllık Kalkınma Planında ise, konunun uzun dönemde çözümlenmesi gereken bir sorun olduğu kabul edilmektedir. Ayrıca, zamanla değişen ve gelişen sosyoekonomik yapıyı yüksek doğurganlığın etkileyeceği görüsüne yer verilmektedir.
Siyasi Yönleriyle Nüfus Politikaları
TBMM’de 1922 yılında Atatürk tarafından yapılan bir konuşmada politik nedenlerden dolayı ülkenin nüfusunu artırma yönünden bir politika İzlendiği görülmekte ve bu politikanın dayanak noktalarını şunlar oluşturmaktadır;
• Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı nedeniyle erkek nüfus miktarının azalması,
• Avrupa ülkelerinin Birinci Dünya Savaşının insan kırımı üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek üzere hızlı nüfus artış politikaları İzlemeleri,
• O tarihlerde Türkiye’de olum oranlarının yüksek olmaları nedeniyle nüfustaki azalmanın doğumlardaki artışla önlenmeye çalışması,
• Fazla nüfusun bir ülke içindeki siyasi ve askeri güç sağladığı ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin özgürlüğünü devam ettirmesinin bir şartı olduğu düşünceleri sayılabilir.
Bu dönemde hızlı nüfus artışını sağlamak için bir takım önlemler alınmıştır;
İlk kez 1929 yılında beş çocuktan fazla aileler yol vergisinden muaf tutulmuştur. Bundan başka, 1930 yılında altı veya daha fazla çocuklu ailelere bir madalya verilmesi kabul edilmiştir. Ayrıca, ülkede çocuk kaybını önlemek amacıyla 1936 yılında TC Kanunlarına çocuk aldırma İşlemlerini ağır cezaya çarptıran müeyyideler getirilmiştir.