Göç, çeşitli nedenlere bağlı olarak insanların bulundukları yerden başka bir yere giderek orada geçici, daimi veya uzun süreli olarak bulunmalarına denir.
Bu yer değişimi kısa mesafelerde ya da ülke içinde olabileceği gibi ülkeler hatta kıtalar arasında da gerçekleşebilmektedir.
Net Göç: Bir yerleşim yerinin aldığı göçle, verdiği göç arasındaki farktır. Yerleşim yerinin aldığı göç, verdiğinden fazla ise net göç pozitif, aldığı göç verdiğinden az ise net göç negatiftir.
Net Göç Hızı: iki genel nüfus sayımı arasında göç edebilecek her bin kişi için net göç edenlerin sayısıdır.
İnsanlar Neden Göç Eder?
İnsanlar doğal, ekonomik, sosyal ve siyasal olaylara bağlı olarak göç ederler. İnsanların göç etmesine neden olan koşullara itici faktörler, gidecekleri yeri seçmelerinde etkili olan faktörlere ise çekici faktörler denir.
Göçler; yapıldığı yere, yapıldığı süreye ve istek durumuna göre kendi içinde gruplara ayrılır.
YAPILDIĞI YERE GÖRE GÖÇLER
1- İç Göç: Beş ve daha yukarı yaşlar için ülke sınırları içerisinde yapılan göçtür. Genellikle geçim kaynakları sınırlı olan kırsal alanlardan, iş olanaklarının fazla olduğu kentlere doğru olur. Örnek olarak; sanayi ve hizmet sektöründe çalışmak için, pamuk, tütün, çay, fındık v.s., toplamak için gelen işcilerle, turizm amaçlı çalışmaya gelen insanlar verilebilir.
Gelişmiş ülkelerde iç göç yaygın değildir. Çünkü bu ülkelerde ekonomik canlılık ülke geneline yayılmıştır.
Gelişmemiş ülkelerde ise iç göç çok yaygındır. Ekonomik canlılık belirli bölgelerde yoğunlaştığından o bölgelere doğru göç fazladır. Nüfusta bu yüzden ülke genelinde düzensiz dağılmıştır.
2- Dış Göç: Ülke dışına yapılan göçlere denir. İç göç ülke nüfusunu etkilemezken, dış göçler etkiler. Çalışma amacı ile geri kalmış ülkelerden gelişmiş ülkelere yapılan işçi göçleri, beyin göçleri, savaş ve baskılar nedeniyle göç edenler dış göçlere örnektir.
İç ve Dış Göçün Nedenleri
• Nüfus artış hızının fazla olması, kırsal kesimlerde miras yoluyla tarlaların küçülmesi, ailelerin geçinemez hale gelmesi,
• Tarımda makineleşmeyle birçok insanın yapacağı işi makinelerin yapması,
• İşsizlik
• Doğal afetler ( deprem, yangın, kuraklık, sel vb.),
• Salgın hastalıklar,
• Savaşlarla ülke sınırlarının değişmesi, terör ve kan davaları,
• Siyasi, dini baskılar,
• Eğitim, sağlık, altyapı ve diğer hizmetlerin yetersiz olmasıdır.
İç Göçün Sonuçları
• Nüfusun ülke içindeki dağılışı değişir.
• Kentleşme oranı artar.
• Plansız kentleşme oluşur, gecekondu semtleri artar.
• Önceleri şehir dışında kurulmuş, sanayi kuruluşları, askeri birlikler, mezarlıklar hızlı kentleşmeye bağlı olarak kent içinde kalır.
• Ulaşım güçlükleri çekilir.
• Alt yapı hizmetleri yetersiz kalır.
• Kırsal alandaki yatırımlar etkisini kaybeder.
• Kentsel alanlara yatırımlar artar.
• Kadın erkek nüfusundaki bölge içi oranları değişir. Göç eden kişiler genelde erkekler olduğundan göç gönderen yerlerde kadın nüfusu fazlayken, göç alan yerlerde erkek nüfusu fazla olur. Örneğin, ülkemizde Karadeniz Bölgesi’nde kadın nüfusu göçlere bağlı olarak daha fazladır.
Dış Göçün Sonuçları
• Göç gönderen yerlerde iş gücünde azalma, göç alan yerlerde ise artma görülür.
• Ülke nüfusu değişir.
• Göç eden nüfus genelde erkek olduğundan göç alan ülkelerde erkek nüfusunda artış görülür.
• Göç eden nüfus genelde 30 yaşın altında olduğundan gidilen ülkenin çalışan nüfusunun yaş ortalaması düşer.
• Göç gönderen ülkeler orada çalışan işçileri vasıtasıyla döviz girdisi sağlarlar.
• Ülkeler arası kültürel, ekonomik ilişkiler gelişir.
• Dini sorunlar, kültür çatışmaları ortaya çıkar.
YAPILDIĞI SÜREYE GÖRE GÖÇLER
1- Geçici Göçler: İnsanların geçici bir süre için sürekli yerleştiği alanı terk etmesidir. Örneğin: Yaz mevsiminde tarım işlerinde, inşaat işlerinde çalışmak üzere yapılan mevsimlik göçler, turizm amaçlı yapılan göçler, eğitim amaçlı göçler vb. bu gruba girer.
2- Sürekli Göçler: insanların bulunduğu yeri bırakarak sürekli olarak başka bir yere göç etmesi yani ikametini oraya götürüp yerleşik hayata geçmesidir. Bu göçlerde sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışmak amacıyla gidenler çoğunluktadır.
İSTEK DURUMUNA GÖRE GÖÇLER
1- İsteğe bağlı (Gönüllü) göçler: Kişinin kendi isteği ile yaptığı göçlerdir. Eğitim almak için yurt dışında bir üniversiteye gitmek gibi.
2- Zorunlu göçler: Kişinin kendi istediği dışında gelişen, Mübadele, savaş, doğal afetler gibi nedenlerle yapılan göçlerdir.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GÖÇLER
Göç hadisesi, insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Önceki dönemlerde göçler, daha çok iklim değişmeleri neticesinde meydana gelmiştir. Geçmişte göçlerin temelindeki faktör, tarım ve hayvancılık açısından elverişli alanları elde etme isteğidir. Özellikle doğal kaynakların, artan nüfusu beslemeye yeterli olmadığı yerlerden tarım ve hayvancılık potansiyeli yüksek olan alanlara göçler olmuştur.
1- Türklerin Orta Asya Göçü
Türklerin Anayurdu Orta Asya’dır. Orta Asya çoğunlukla hayvancılık İle uğraşan ve göçebe bir hayat süren Türkler için son derece elverişli şartlara sahiptir. Yaşanan iklim değişiklikleri ile birlikte toprakların ve otlakların verimsizleşmesi, ekonomik sıkıntıların yaşanmasına neden oldu. Hayvanlar ölmeye, gıda ve giyim eşyaları azalmaya başladı. İhtiyaçların karşılanması için İklimin elverişli olduğu zengin topraklar gerekliydi. Bu nedenlere bağlı olarak Türkler, toprakları ve iklimleri elverişli yakın komşu ülkelere göç etmeye başladı. Ancak bu yerler yeterli olmayınca yeni yerler aranmaya başlandı. Ekonomik ve ticari açıdan daha elverişli olan Çin, Çin Hindi, Hindistan, Endonezya, İran, Mısır, Avrupa, Sibirya ve Anadolu gibi çeşitli yerlere göç edildi ve buralarda kalıcı yerleşmeler kuruldu.
2- Kavimler Göçü
4. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen kavimler göçü, tarihteki en büyük kitlesel göç hareketlerinden biridir. Bu yüzyılın sonlarına doğru iklim değişmeleri, birçok kavmin yaşam alanı olan Orta Asya iklimini olumsuz yönde etkilemiştir. Kuzeye doğru çekilen buzullar Orta Asya’da iklimini değiştirmiştir. Sıcaklığa bağlı olarak oluşan kurak iklim, bu alanda yaşayan toplulukları daha uygun iklim koşullarının hüküm sürdüğü bölgelere göç etmeye zorlamıştır. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bu kavimler çeşitli göç yolları izlemişlerdir.
Göç Yolları
Kuzeye gidenler Sibirya’ya,
Doğuya gidenler Çin ve Uzak Doğu ülkelerine,
Güneye gidenler Hindistan, Afganistan ve Çin’e,
Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar Denizi’nin kuzeyinden Karadeniz’in kuzeyine ve Avrupa’ya, bir kısmı da Hazar Denizi’nin güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu’ya göç etmişlerdir.
Uzun yıllar süren göç hareketi, bu bölgelerde yaşayan kavimleri de daha ileriye doğru göçe zorlamıştır. Batıya doğru sürekli birbirini iten kavimler, sonunda Avrupa’ya kadar ulaşarak Kavimler Göçü’nü başlatmıştır.
Büyük göç hareketleri, iklim değişmeleri gibi coğrafi faktörlerin insanlık tarihi üzerinde ne kadar önemli bir etkiye sahip olduğu gösterir. Büyük göç hareketi, mekânsal olarak Avrupa kıtasının çehresini değiştirmiş, yeni ırkların, yeni siyasal yapıların hatta yeni bir çağın başlamasına zemin hazırlamıştır. Kavimler göçü sonucunda Roma İmparatorluğu ikiye ayrılmış, İlk Çağ kapanmış ve Orta Çağ başlamıştır.
3- Yeni Dünya’ya Olan Göçler
• 1492 yılında Kristof Kolomb’un Amerika Kıtası’na doğru araladığı kapı 16. yüzyılda diğer Avrupalı kâşifler tarafından tamamen açıldı. Zenginlik ve yeni umutlarla dolu olan Amerika Kıtası birçok Avrupalı için yeni bir yurt parçası oldu. Bu yer değiştirme olayına yaklaşık 65 milyon Avrupalının katılması, bunu dünya tarihinde yapılan en büyük kıtalar arası göç kılmaktadır.
• 16. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar Avrupa’dan Amerika Kıtası’na olan göçler belli aralıklarla bazen hızlanıp, bazen yavaşlayarak devam etti.
• Amerika Kıtası’nda nüfus yapısı büyük ölçüde değişti.
• Amerika Kıtası’nın zenginlikleri sayesinde Avrupa her bakımdan gelişme süreci içine girdi.
• Tarımda ve hayvancılıkta yeni ürünler dünya pazarlarına sunulmaya başlandı.
• Avrupa hızlı değişim sürecinde her bakımdan gelişmeyi simgeleyen Rönesans hareketlerini yaşamaya başladı.
• Dünyanın her yeri birbiriyle daha sıkı bir ilişki içine girdi.
4- Mübadele Göçü
Savaşlar ya da karşılıklı antlaşmalar sonucunda ülke sınırlarında meydana gelen değişikliklere bağlı olarak yapılan nüfus değişikliklerine mübadele göçü denir. 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması gereği Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesi kabul edilmiştir. Bunun sonucunda Yunanistan’daki 400 bin Türk Türkiye’ye, Türkiye’deki 150 bin Rum ise Yunanistan’a göç etmiştir. Benzeri mübadele göçleri Eski Yugoslavya Cumhuriyetleri arasında ve Romanya ile Bulgaristan arasında da yaşanmıştır.
5- İşçi Göçleri
II. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler ekonomilerini yeniden kurmak için ciddi bir kalkınma hamlesi başlattılar. Bu İçerikte olmak üzere;
– Portekiz, İspanya, Yunanistan ve İtalya Avrupa’da işçi göçü verdiler.
– Kuzey Afrika’da yer alan Fas, Cezayir ve Tunus özellikle Fransa’ya işçi göçü verdiler.
– Türkiye ve Yugoslavya’da işçi göçü kervanına bu sıralarda dahil oldu.
– Türkiye’den Avrupa ülkelerine yönelik ilk işçi göçü, 1958-1961 yılları arasında yaşandı. Türkiye 1961’de Almanya ile İşçi Göçü Antlaşması imzaladı. Daha sonra diğer Avrupa ülkeleriyle de (Hollanda, Fransa, Avusturya gibi) peş peşe aynı içerikli antlaşmalar yapılmıştır.
Türkiye’de işçi göçünün 1958-1961 yıllarında hızla arttığı görülmektedir. Bunun başlıca nedenleri:
• Kırsal kesimdeki gelirin düşük olması,
• Hızlı nüfus artışı,
• Kırsal alanda isteklerin çoğalması ve çeşitlenmesi,
• Gelir dağılımındaki bozukluklar,
• İstihdam sorunlarıdır.
Türkiye’de 1958-1961 yılları arasında başlayan işçi göçü, tarihsel süreç içinde gerek sayısal gerekse mekânsal açıdan önemli değişmelerle günümüze kadar devam etmiştir. Önceleri bazı Avrupa ülkelerine yapılan göçler, 1980’li yıllardan sonra bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine doğru yön değiştirmiştir.
6- Beyin Göçü
Yetişmesi için büyük kaynak gerektiren vasıflı insan gücünün, ilgisizlik ve imkânsızlıklar nedeniyle daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesine beyin göçü denir. Beyin göçü, ülkeler arasındaki gelişmişlik farkının artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle sınırlı kaynaklarıyla yetiştirdiği insanları kaybeden az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin kalkınması yavaşlar. Bununla birlikte gelişmiş ülkelerin yetişmiş insanlara daha iyi olanaklar sağlaması, bu ülkeleri olumlu yönde etkilemiştir. Ülkeler arasındaki beyin göçü özellikle 1960’lı yıllarda hız kazanmıştır.
En çok beyin göçü veren ülkeler; Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Nijerya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’dir. Yapılan araştırmalara göre en çok göç veren 34 ülke içinde Türkiye 24. sıradadır. Önemli ölçüde beyin göçü alan ülkeler arasında ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Almanya ve Fransa gelmektedir. Bazı ülkelerse hem beyin göçü alır hem de verir. Kanada bu tip ülkelerdendir. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri’nden az miktarda göç almaktadır.
7- Doğal Afetlerin Neden Olduğu Göçler
Pek çok doğal afet, ekonomik ve sosyal sorunların yanı sıra göçlere de neden olmaktadır. Özellikle depremler, sel olayları, volkanik püskürmeler, çölleşme ve kuraklık göçe neden olan doğa olaylarıdır.
• IV ve V. yüzyılda Hun ve Moğolların Orta Asya’dan göç etme nedeni, bu bölgede yaşanan kuraklıktır.
• ABD’de 18 Nisan 1906’da Kaliforniya’da meydana gelen deprem sonucunda bir göç dalgası yaşanmıştır.
• Kırgızistan’da 1994 yılında toprak kaymaları nedeniyle 270.000 insan göç etmek zorunda kalmıştır.
• 17 Ağustos 1999 Marmara depreminden sonra bölgede yaşayanların bir kısmı başka illere, bir kısmı da bölgenin kırsal alanlarına göç etmiştir. Kırsal bölgelerin depremlere daha dayanıklı zemin koşullarına sahip olması, göç üzerinde etkili olmuştur.
• 2016 yılında sel, tayfun, deprem gibi doğal afetler nedeniyle yaklaşık 24 milyon kişi göç etmek zorunda kalmıştır.
• 26 Mayıs 2017 tarihinde Siri Lanka’da meydana gelen sel ve heyelan nedeniyle 177 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 80 bin kişi güvenli bölgelere yerleştirildi.
8- Sosyal Olaylar ve Savaşlar Nedeniyle Gerçekleşen Göçler
Ülke içindeki siyasi veya etnik çatışmalar, göçün nedenlerinden biridir. Bu tür olaylar, hem ülke içinde hem de ülke dışına doğru göçlere neden olmaktadır. Dili, dini, ırkı yüzünden, bir toplumsal gruba ait ya da siyasal görüşe sahip olduğu için ülkesinde rahat yaşayamayan bazı insanlar, özellikle gelişmiş ülkelere sığınmaktadırlar.
Mülteci olarak adlandırılan bu insanların sayısı oldukça yüksektir. Örneğin Naziler döneminde Almanya’dan çok sayıda Yahudi dünyanın dört bir yanına göç etmiştir. Suriye’deki iç savaştan dolayı çok sayıda insan Türkiye’ye yerleştirilmiştir. Göçe neden olan olaylardan biri de ülkeler arası savaşlardır. Savaştan kaçan insanların bir kısmı, en yakın ülkeye sığınmaktadır. Rusya ile Afganistan arasındaki savaş döneminde çok sayıda Afgan göçmen Türkiye’ye yerleşmiştir.
GÖÇÜN MEKÂNSAL ETKİLERİ
Göçler, Yerleşim Alanlarını Nasıl Etkiler?
• Çarpık kentleşme ve gecekondu sorunları
• Kentlerde alt yapı sorunları
• Trafik ve park yeri sorunları
• Fabrikaların yerleşim alanlarının İçinde kalması
• Hava kirliliğinin ortaya çıkması
• Alt yapı yetersizliği nedeniyle sellerin yaşanması
• Su havzalarının yerleşime açılması
• Kültürel çatışmaların yaşanması
• Ormanlık alanların tahrip edilmesi
• Tarım alanlarının sanayi ve yerleşmeye ayrılması
• İşçi ücretlerinin ve alım gücünün düşmesi
• Güvenlik ve polisiye sorunlarının yaşanması
• Eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksaması
• Konut ve kira sorunlarının yaşanması
• Belediye hizmetlerinin aksaması
• Çevre, gürültü ve hava kirliliği ile görsel kirliliklerin yaşanması gibi olumsuzlukların yanı sıra olumlu diyebileceğimiz etkiler de ortaya çıkmaktadır.
Bunlar:
• Kırsal alanların geçim yükü hafifler.
• Tüketim artar, ekonomi canlanır.
• İnşaat, otomotiv, tekstil ve gıda gibi birçok sanayi kolu hızla büyümeye başlar.
• Hizmet sektöründeki idari işler, belediye, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi faaliyetler gelişir.
• Farklı kültürlerin bir arada yaşama zorunluluğu hoşgörülü ve anlayışlı olma sürecini hızlandırır.