Sıcak Çatışma Bölgeleri

Sıcak Çatışma Bölgeleri

Merhaba arkadaşlar bugün sizlere ülkemizi ilgilendiren ve büyük sorunların yaşandığı Sıcak Çatışma Bölgeleriyle ilgili bilgiler paylaşacağım. Hepinize iyi çalışmalar.

Sıcak Çatışma Bölgeleri
Geçmişten günümüze toplumlar arasında birçok sorun yaşanmıştır. Bu sorunlar dönem dönem sıcak çatışmalara neden olmaktadır. Bazı durumlarda bu sorunlar diğer ülkeleri de kapsayarak büyümekte ve savaşlara yol açmaktadır.
Günümüz dünyasında sıcak çatışma bölgelerine örnek olarak; Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Orta Asya, kuzey ve Orta Afrika verilebilir. Bu bölgelerin Türkiye acısından en önemli özelliği, Türkiye’yi çevreleyen bir alan oluşturmasıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin bu alanların birinde meydana gelebilecek bir değişikliğe tepkisiz kalması düşünülemez. Türkiye’nin pasif bir konumda olması ve herhangi bir rolü üslenmemesi; ne bu bölgeler ne de Türkiye acısından olumlu sonuç vermeyecektir.

Çatışmaların nedenleri;

Doğal nedenler
– Su kaynakları paylaşımı
– Toprak paylaşımı
– Madenlerin paylaşımı
– Enerji kaynaklarının paylaşımı

Beşeri ve ekonomik nedenler
– Sınır sorunları
– Ekonomik sorunlar
– Siyasi ve ekonomik farklılıklar
– Bağımsızlık isteği
– Önemli ulaşım yollarının kontrolü
– Geçmişe dayalı sorunlar olabilmektedir.

Dünyada Çatışma Bölgeleri Orta Doğu, güney batı Asya’da, tarihsel ve kültürel yakınlığı olan ülkelerin oluşturduğu bir bölgedir. Arap ülkeleriyle Arap olmayan üç ülkenin (Türkiye, Iran ve İsrail) oluşturduğu alandır. Bu tanıma göre Orta Doğu ülkeleri Azerbaycan, Türkiye, Suriye, Irak, Urdun, İsrail, Lübnan, Iran, Suudi Arabistan, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri), Umman, Kuveyt, Bahreyn, Yemen’dir.
İlk yerleşim alanlarının ortaya çıktığı, ilk devlet örgütünün kurulduğu, ilk yazılı hukuk belgesinin oluşturulduğu, tarım, ticaret ve şehirciliğin ortaya çıktığı Orta Doğu, tarih boyunca her zaman önemli stratejik alanlardan biri olmuştur. Dünya petrol rezervlerinin büyük bölümüne sahip olması, kutsal mekânları barındırması, önemli ticaret yollarının kavşak noktasında bulunması Orta Doğu’yu dünya acısından çok önemli bir bölge haline getirmiştir.
Orta Doğu, ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi nedenlerle günümüzde sıcak çatışma potansiyeline sahip bir bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Orta Doğu’da tarihten günümüze gelen sorunların başında petrol ve su yatmaktadır.

Petrol Sorunu
Günümüzde Orta Doğu zengin petrol kaynakları ve bunların paylaşımı nedeniyle önemli sıcak çatışmaların en yoğun yaşandığı bir bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Orta Doğu’da petrol arama ve işletme imtiyazları elde etmek, hatta tümüne sahip olmak için ülkelerin birbirleriyle mücadele ettikleri bir bölgedir. Bu bölgeyi kontrol eden güç sadece kendi enerji açığını karşılamaz. Aynı zamanda Orta Doğu petrollerine bağımlı olan diğer ülkeleri de kontrol altında tutar.
Orta Doğu’da İngiltere, Rusya ve ABD arasındaki mücadeleler İkinci Dünya Savaşı döneminde petrole olan ihtiyacın İyice artmasıyla başlamış, günümüzde ABD ve müttefiklerinin Irak’ı işgaline kadar dayanmıştır. İşgal sonrası direniş başlamış ve bu direniş hala devam etmektedir.

Su Sorunu
Günümüzde artan nüfusa bağlı olarak su kullanımının artması ve İklim değişiklikleri sonucu su havzalarının daralmasıyla; su kaynaklarının kullanımı ve paylaşımı önem kazanmıştır. Dünya genelinde su sıkıntısı çeken 26 ülkeden 14’u Orta Doğu’da yer almaktadır. Bu bölgede su rezervi bakımından en avantajlı ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin güneyinde yer alan ülkeler İklim özellikleri ve coğrafi konumlarından dolayı aşırı buharlaşma neticesinde su sıkıntısı çekmektedirler.
Orta Doğu’da su sorunu zaten çok az bulunan su rezervi ve kaynaklarından değil, ülkeler arasında ortak kullanıma acık olan su rezervlerinin paylaşımından kaynaklanmaktadır. Ortak kullanıma acık olan bu akarsuların en önemlileri; Nil, Fırat, Dicle, Asi, Kura ve Aras nehirleridir. Nil Nehri hariç tutulursa Orta Doğu bölgesinde yer alan sınır aşan akarsuların tümü Türkiye’yi İlgilendirmektedir. Orta Doğu’da ortak su kullanımından kaynaklanan su sorunu Suudi Arabistan ve Arap Yarımadasının güneyindeki ülkeler dışında, tüm ülkeleri İlgilendirmektedir.
Zaman zaman savaşa kadar giden bu anlaşmazlıklar tüm Orta Doğu’da barış ve huzuru bozmaktadır. Örneğin, Orta Doğu’da önemli su kaynaklarından biri olan Suriye’ye ait Golan tepeleri İsrail tarafından İşgal edilmiştir. Günümüzde İsrail İle Filistin arasındaki sınır kavgaları devam etmektedir.

Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı haritası ve bilgilerimize dayanarak şu sonuçları çıkarabiliriz.
• Kişi başına düşen kullanılabilir İçme suyunun en fazla olduğu bölgelerin kutuplara yakın nüfusun az olduğu alanlardır. Kanada, Norveç, Peru, Şili, Rusya Federasyonu bu ülkelerden bazılarıdır.
• Kişi başına düsen kullanılabilir İçme suyunun en az olduğu Afrika’nın kuzeyi, doğusu ve Ortadoğu’dur. Avrupa’da kişi başına düsen kullanılabilir su miktarı oldukça azdır. Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Türkmenistan bu ülkelerden bazılarıdır.
• Su kaynakları bol olan bir yerde nüfus çok fazlaysa kişi başına düsen kullanılabilir su miktarı az olabilir. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda fazlaysa kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı azdır.
• Kişi başına düsen kullanılabilir su miktarı fazla olan alanlar; su kaynakları bakımından zengin, bol yağış alan yerler olabileceği gibi yerleşmeye kapalı ya da yerleşmenin az olduğu alanlar da olabilir.
• Kişi başına düsen kullanılabilir su miktarının az olduğu alanlar; yoğun nüfuslu, kirleticilerin fazla olduğu sanayileşmiş ya da az yağış alan yerlerdir.
• Kutuplar ve buzullar en fazla tatlı suyun bulunduğu alanlardır.

BU SU KİME AİT
DİCLE ve FIRAT HAVZASI
• Uygarlığın beşiği Mezopotamya’da bu gün bir su savaşı süregelmektedir. Mezopotamyalılar Dicle ve Fırat’ın sularını ilk kez 7000 yıldan daha uzun zaman önce kullanmışlardır. Günümüzde Türkiye, Suriye ve Irak sınırları İçerisinde akarak Basra Körfezine dökülen akarsuları acaba kim daha fazla kullanmalıdır. Türkiye Suriye ve Irak günümüzde akarsular üzerine 30 dan fazla baraj yapmıştır.

• Irak akarsuların yukarı kesimlerindeki barajları bombalama tehdidi savurmuş, Suriye İle Türkiye arasında Atatürk Barajından dolayı anlaşmazlık çıkmıştır. Irak ve Suriye tarih öncesinden beri su kullanım haklarının kendilerine ait olduğunu savunuyor. Bu konu da yakın gelecekte çözüme kavuşacak gibi görünmüyor.

• Fırat nehri boyunca su kullanımı, Fırat Nehri’nin kaynak kesimlerinde yani ülkemizde çok azken Suriye’de bizden çok daha fazla, Irak’ta da Suriye’den çok daha fazladır.

• Ülkemizde Fırat Nehri üzerinde kurulan Atatürk Barajı ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük barajıdır. Bu barajın bölge kalkınmasında önemi çok büyüktür. Sulama, su ürünleri üretme, enerji üretme, su sporları gibi önemli etkileri bulunmaktadır. Kullanım ömrü de uzun bir barajdır.

Filistin – İsrail Sorunu
İsrail Devleti, kurulduğu tarihten İtibaren çevresindeki Arap devletleriyle sorunlar yaşamakta, aralarında çatışmalar çıkmaktadır. Tarafların bir an önce çatışmayı sona erdirecek müzakere edilmiş bir anlaşmaya ihtiyaçları vardır.
Böyle bir anlaşmanın çerçevesi bellidir:
1. İsrail’in İşgali altındaki bölgelerde kurulan Filistin devletinin tanınması,
2. Kudüs üzerinde her iki tarafın ortak veya ayrı egemenliğinin tanınması,
3. Bazı mültecilerin, yan yana yaşayan İki ülkenin etnik-ulusal yapısını sarsmayacak bir çerçeve içinde yaşadıkları yerlere donuşu, Geçmişte bu yönde gösterilen cabaların başarısızlığı, insanları diplomatik çözüm cabasının zaman kaybından ibaret olduğu düşüncesine sevk etmektedir.
Uluslararası toplumlar son beş yılda çözüm yönünde pek az gayret göstermişlerdir. Bu sorunun çözümsüzlük noktasında bırakılması, bütün dünya için üzücü sonuçlar doğuruyor, zira Filistin’de yaşananlar yüz milyonlarca insan için siyasi ve duygusal bir önem taşımaktadır.

Orta Doğuda Diğer Bazı Sorunlar

ByGeo: Coğrafya hayata bakış açım, hayat felsefem..